Tuesday, September 21, 2010

control freakness ve karar verememe


hep yalnizim, hep yalniz. yalniz, yalniz insanlarin tersine, bu benim kendi secimim. yalniz olmayi seciyorum. daha dogrusu biriyle olmayi (burada ask mesk anlaminda anlsilmasin, her anlamda, yemek yerken, giderken gelirken vs vs...) secmiyorum. secemiyorum, cunku neden:


1. secemiyorum: cok zor bi sey secmek. en kotu secim secmemekten iyidir filan derler ya, dogru. ben en kotuyu yapiyorum. secmiyorum, secemiyorum. ya kardesim, misal yemek yiycem, evde mi yiyim, disarda mi? evde yiyim, sisman ve de tembel oldugumdan, iyi ne yiyim, simdi mi yiyim, 1 saat sonra mi? yemek de normal yemek ha, oyle ahim sahim bi sey degil. mesela pazar aksami yemegi. stresli yemek, uyumaya gidip gitmemek arasi, pazartesi stresli yemek!



2. control freakness: yillar evel bodrum'dayken oraya gazete gelmiyodu, ben de o zamanlar cunhurbaskanligi gorevini yuruttugumden oturu (bkz turkiye'nin 5. cumhurbaskani zac nordoglu) sanki istanbul'da bi seyler oluyor, ve ben onlari kaciriyorum diye gun boyu hayiflanir dururdum. sanki ben orda dunyayi kurtariyorum (bkz dunyanin hep buyuk sehirlerden i.e. ny, tokyo, london, vs kurtarilmasi sorunsali, kardesim bi gun de kutahya'dan kurtarin dunyayi, yok illa ny olucak! gotler sizi) ama bodrum'da oldugumdan kurtaramiycam gibi geliyodu... iste bu control freakness abi. her seyi, herkesi kontrol altina alma istegi... gecen kardesim kirmizi insan evladiyla bkk'da mbk plaza'ya gittik, o insan evladi oldugundan rahat rahat ortama ayak uydurdu, oyle geziniyo ortamda, bense iskillendim, gilligis oldum (yok ikisini de olmadim, sadece iskillenmek ve gilligis olmak laflarini yazmak hosuma gittiginden yazdim, gilligis nedir yaa), yani boyle rahatsiz oldum, sanki bi yerlerde bi indirim varmis, bi seyler cok ucuzmus ve o cok ucuz seyler benim ya da girmizi'nin isine yariycakmis, ve almazsak aciip uzulucekmisiz gibi, tedirgin oldum. adam bi sey begeniyo, ihtiyaci da var, veya ne biliyim biri ismarlamis, bana bunu al parasi neyse vericem demis. yani para girmizi'nin, hatta onun bile diil, baskasinin! yani icabinda ben bunu aldim 10 yuz bin dolarese diyebilir, o baskasi da derebeyi oldugundan rahat rahat o parayi verebilir. yok kardesim, derebeyinin vericegin 100 baht (3 dolar ha) bana batiyo!! basliyorum saticiyi kotuleme, girmizi'nin basinin etini yemeye, yok bu adami benim gozum tutmadi (evlenicem tutarsa cunku), yok bu herif sahtekar, bak bu hic indirim yapmiyo. su ilerde az ilerde cok ucuzcu bi yer var (bu arada herkes TAMAMEN ayni seyi satiyo ve asagi yukari (max 5%) az veya fazlasina halbuki!) vs vs diyerek adami uzaklastiriyorum ordan baska yere yonlendiriyorum. iste bu control freakness mi ney. heralde odur yani...

bu aksam isten ciktim, benle gorusmek isteyen biri var, bi kere gorustuk sevistik filan, ama ben sevmedim. neyse habire goruselim diyo (kendimi ovuyorum evet) neyse ben istemiyorum, ama ote yandan digerleri var, onlarla da gorusmek istemiyorum. kimseyle gorusmek istemiyorum, sonra yalniz kaldim diye agliyorum (harbiden de demin agladim, ne alaka) ama kimseyle gorusmezken evin ordaki hawker place'de (iste yemek yeniliyo, cok merak ediyosaniz google'yain singapore hawker place. siktiriboktan yerler, normalde yuzune bakmazsin da evde yemek yapmaya usenmek vs. yalniz kalmaz sorunsali) prawn'li noodle'i chopstick ve kasikla (kasik ya!!) yemeye calisirken (karidesler de bildigin killilar yani, kafalari filan var ustlerinde! kasikla nasi koparicaksin onlari!) 1250 insana ayni anda sms di maildi yahoo messenger, msn messenger, what's app mmessenger ve blackberry messenger'dan mesaj atiyorum. evet hepsi blackberry'de yuklu, hepsi online 24 saat (bkz yukaridaki kisim control freakness).

neyse ya, ne yazsam olmuyo, icimdeki zehri bosaltamiyorum... beni bu h.sonu bkk paklar. ama girmizi yok, koco yok (bkz kanki) ne sikime gidiceksem. yok yani giderim, acayip giderim hem de. kizin teki beni formula 1'a gotur diyo. bizim patrona sordum 150 dolara en ucuz bileti aldim dedi. 2 kisi 300 eder. yemekti icmekti 500'e cikariz. e kardesim bkk'ya ucak 300, otel iki gece 150 de hadi, seni mi kiricam. yemek icmek, sonra insan sevmek filan 600-700 de. birinde gerzek singapur'da kalicam, birinde en azindan gecici mutluluklar dat kom olucak...

ya sikmisim ben bu dunyayi yaa... valla blogger, ben boyle diildim, on numara adamdim, ama 2010 belimi buktu, canimi emdi, bitirdi, skip atti beni. fast forward olsa dakka dusunmem sararim. ya da ne biliyim baska kanali yok mu bu dunyanin ya (ne bicim muessese kardesim!)...

babam bi keresinde cok guluyorsun demisti, yani insanlarla karsilastigimda yuzumu cok gulec yapiyorum. hakli, kimi gorsem agzim kulaklarimda. ya sirkette 1300 yasinda cayci kadincagiz var, en cok beni seviyo heralde. her gordugumde kankimi gormusum gibi guluyorum. boyle bedavadan gulucukler dagitiyorum. gulmek bedava nasi olsa anasini satiyim (aslinda amina koyiim diyicektim vazgectim ayip olur diye) ee boyle pismis kelle gibi gulersen, herkes diyo ki, ooo zac'in saati toshack'ina denk (bkz cevat abi ve saat sorunsali). kimse bilmiyo ki ben disi gulen ici aglayan bi palyancoyum... palyanco valla, kendimi devamli aklima getirdigimde boyle kafasinda kirmizi ibibik, uzerinde puantiyeli kiyafet (beyaz uzerine kirmizi) ayakta gerizekali yesil patikler filan, aynen o palyanco geliyo aklima.

ya kardesim huznu bile layikiyla yasayamiyorum. demin agliyodum, simdi guluyorum. ne sikim bi hayat lan bu?

hadi nas, dagilin lan... akilli olun iki dakka!

2 comments:

  1. Ağlama lan işte, koy gitsin kardeşim. Bitti olm, geride kaldı, 2010 da bitiyor zaten şunun şurasında!

    Yakında daha düzgün olacak herşeyin. Tebdil-i mekanda, Beyoğlu'nda ve Bostancı'da ferahlık vardır. Hem bana da daha yaklaşmış olucan, bi uçakla pat diye gelicen, hastası olucaz felan.

    Bittim abi Tayland'dan Brezilya'ya gelirken!

    Öpers!
    Kırmızı Eleman

    ReplyDelete
  2. su anda hic bi sey beni mutlu etmiycekmis gibi geliyo... amaaaaan koy gotune gonder memleketine offf...

    ReplyDelete