Thursday, October 21, 2010

kirmizi'ya cevap: kizilay ve hattori hanzo

kardes, su ana kadar okudugum en komik yazin bu, tebrik ederim. sanki senle karsi karsiya gecmis muhabbet ediyomusuz gibi hissettim harbici. hani filmlerde mektuplar okunurken o mektubu yazan seslendirir ya 'ahmet, sen bunu okudugunda ben cok uzaklarda olucam' falan filan diye, hah iste oyle oldu yaziyi okurken. sen konustun yani oyle...
yataktaki makyajli japon liseli abla fantezisi guzel de oyle kare kare yapiyolarya, moralim bozulur, canim sikilir, sen bilemezsin daha neler (bkz rafet el roman)

of lan bi rafet el roman vardi, ona ne oldu ya... bi ilhan irem'le birlikte alemdedirler heralde...

operim kardesim, burda kan aliyolar benden, kizilay gibi ortalik, ya da kill bill vol 1, hakkim olan izni vermiyolar, herkes ustume geliyo, oynatmaya az kaldi harbici... kafayi yiycem sanirim, yakindir...


olm aslinda japonya yakin, gitsem hattori hanzo kilicini alsam direkt saldirsam 15 kisiye kaci yerde kalir acaba? polis gelene kadar kac kisiyi oldurebilirim? bence oyle kilicla karsilarina cikarsam on numara olur, boyle fara bakan tavsan gibi kalirlar, bu da bana fazladan 30-45 saniye filan kazandirir... of lan super dusunmesi bile harika. dusunsene sirtimda laptop belimde hh kilici giriyorum ofisden iceri. etrafi temizleyen kadina gulumseyerek bi gud morning, direkt mudurun odasina giriyorum, ama sakin, ona da gud morning diyorum, sonra kilici cekip kafasini ucuruyorum. sonra o anda tabi bagirisma filan bi kaos ortami oluyo. ondan sonra bi parca hizli hareket etmem lazim. hemen caprazda yeni gelen mudur var, onun odasina girip daha ne oldu filan anlamasina firsat vermeden (ki iq'su bi parca dusuk, hemen anlayamaz) onu da bictikten sonra, yan odada azili dusmanim hamile mudurun odasina giriyorum. artik bu andan sonra birileri sirene basmis durumda, etrafta cigliklar, admin'ler filan bagiris cagiris, aglayanlar var, 2 odanin kapisindan yerlerden filan kanlar geliyo, hali kan olmus, emmis boyle vicik vicik ortalik. 2. muduru tam bicememisim, boyle olulerin donusundeki gibi (hani bkk'da gordugumuz eleman gibi!) surunerek geliyo, ben o sirada hamilenin odasina daliyorum, artik seri hareket etmem lazim, kilic da agirlasti, laptop cantam hala sirtimda, biraz pismanlik bastirir gibi oluyo, ama ic sesimi dinlememem lazim, iceri giriyorum, kilic uzun oda kucuk, kapidan hemen, girmeden iceri yani, yukaridan asagiya biciyorum. HH kilici bu olm boru diil, keskin, kafatasini ikiye biciyo, duvardaki haca kan ve beyin parcalari fiskiriyo, karini gozleri kendi icinde donuyo... gitti.

muthis bi ugultu var, siren caliyo ciyak ciyak, insanlar agliyo toz olmus ortalik, ya da ben tozlu goruyorum, elim titriyo, kilic cok agir. takriben ilk olaya baslamamdan bu yana 2 dakika kadar gecti, henuz polis yok, herkes sokta, bana mudahale eden de yok henuz... yuzum gozum kan icinde, midem kalkiyo, bogurmek istiyorum, ama son bi kisi daha var halledilecek, hemen yandaki kubikte, ona yoneliyorum, yerinde yok, korkudan kafeteryaya kacmis, kapiyi kapamislar, telefonla polisi filan ariyolar aglayarak. kapi HH kilicim karsisinda caresiz, biciyorum, aciyorum. bakiyorum 2 admin ve kubikte olmasi gereken yere cokmusler, agliyolar. yavasca yanlarina dogru 1-2 adim atiyorum. sesleri daha yukseliyo. o sirada kendime geliyorum yavas yavas, tozlar kalkiyo gibi oluyo. polisine geldigini duyuyorum. kafeterya kapisi ve biraz duraklama dolayisiyla en az 3 dakika kaybetmis olmaliyim, aksiyon 5 dakka oldu total, dolayisiyla yakalanmama sanirim 10 saniyeden az bi sure var... aglayan 3luye arkami donuyorum, fonda malaguena salorosa caliyo chingon'dan. agir adimlarla bicilmis kapidan cikarmis gibi yapiyorum, son saniye kendi etrafimda hizlica ve estetik bicimde donup HH kilicimi havaya kaldiriyorum (filmlerdeki isiltidan oluyo tam ucunda) ve aglayan 3lunun ortasindaki (kubikte olmasi gerekeni) yukardan asagiya dogru yirtiyorum, beyaz gomlegi kan oluyo once, sonra kendi uzerime bakiyorum, 4 kisinin kani corba olmus, acayip igrenc bi goruntu tekrar midem kalkiyo, ama bunu seyretmem lazim, zaten 3-4 saniye bi zamanin kalmis... memelerinin ortasindan kan fiskiriyo, midesi de yarildi sanirim acayip goruntu. aglayan 2li (artik 2li oldular tabii) bayildi galiba, aglama kesildi ya da ben polis sireninden duymuyorum... iste sonra polis geliyo yakaliyo ya da vuruyo beni.

operim bol bol, kendine iyi bak.

tavsan kardis zacky

Wednesday, October 20, 2010

aileni secemezsin ama arkadaslarini secebilirsin

anne - bugun tr'ye kesin donus yapicagimi ailede kalan anne kolu'na soyledim. hepsi cok sevindi, ama kimse senin gibi sevinmedi. kimse de sonrasinda mesaj atmadi... senin gibi kimse sevemedi beni anne. haberin olsun diye soyledim...

oglun zactir git nord - zactirdi gitti yani, ya da 15-20 yila zactirir gider...

meksika, malaguena salerosa, ve cielito lindo

sevgili dunya (internete baglanan dunya anlaminda, baglanmiyana koyiyim, sana bi sey olmasin lan blogger aga), en cok sevdigim 2 sarki budur iste. cok da sikinizdeymis gibi:

malaguena salerosa: http://www.youtube.com/watch?v=Gyp8Us-ixkk (kill bill 2 film muzigi olarak bilenler de olabilir, onlari da bagrimiza basiyoruz)

cielito lindo: http://www.youtube.com/watch?v=yjJDv1IeF8I (gercek mariachi'den dinliyceksin ama)

cok seviyorum meksika'nin insanini da ("there, they call turkish as the mexicans of europe"), tarihini de (inka'lar filan), yemegini de (burrito, fajita filan), ickisini de (tabi ki de marguerita, tequila, veya mighty SWIRL of hacienda!!!), muzigini de (bakiniz yukaridaki iki link, en sevdigim sarkilar dunyada. biri helecanli biri yavas ama mutlu, yani biri yeni turku, insana isyan duygusu veriyo, biri gundogarken, ankrada'dan abiniz gelmis gibi seviniyosunuz).

iste boyle blogger aga. sikerim, sikersin, skerler...

romantizmmis, hahah! hangi kari anlar lan bunu? hepsi saykodelikdesik. anladin sen onu girmizi...

hadi nass... lifegoeson sen gitme, sana yazicam...

operim en blogger yerlerinizden,

zaco las nordas

NB: (bakiniz latincede nota bene, yani "iyi not edin" anlaminda. PS olarak bilenleri de bagrimiza basiyoruz. olm bak, sakin ha! aman diyim... ispanyayla portekizle filan karistirma, meksika ayri candir, kuzey amerika'nin arka bahcesi, gonlumuzun bahce manzarasidir)

Tuesday, October 19, 2010

kilic gunu

kilic gunu iyice sicmaya basladi. klasik osman sinav... du bakalim 2-3 episode daha sans taniyorum...

ezel de ortalama oldu, ama duzelir, duzelsin yani, seviyoruz.

genis aile de yavanlasti

yahsi cazibe eh iste

kurtlar klasik orta karar (sen beni sevmiysin)...

Monday, October 18, 2010

orcun kunek - 15 kisiye saldirdim

abi super komedi, orcun kunek sarkisi gibi olmus! 15 kisiye saldirdim, hepsini yerden topladim! guclu soydemir diye hayalgucu genis bi arkadasdan geliyor:

http://www.dailymotion.com/video/x6mlt1_guclu-soydemir-15-kiyiye-saldyrdym_music#from=embed

oricinal kopirayt aga orcun kunek'den kopi peyst sarki isimleri:


gizemli bir adamla tanıştırdılar geçen gün, bir güzel dövdüm eşşeği, gizeminden eser kalmadı.

jogging jogging dediler, herhal iyi bir şey zannettim. goş allah goş.

kulagına pilav kaçırdım sevdicegimin o ılık ilkbahar akşamında

ayrılık busesi vereyim dost yanagına diyende öptüm soför mahallindeki koltugu aybalam.

birgün ben kaplan olursam sevgilim , bana aha kaplan işte kaplan diye saldirirlarsa , sopayla vururlarsa , onlari incitmekten değilde seni üzmekten korkarim.

esnerken kiyamadim sevdicegime, sokmadim agzina parmagimi, tuttum kendimi.

mezardan dedem çıksa yalayamam seni utanırım sevdiceğim (slow)

ayrıldıktan sonra ilk defa başka bir kadına döner ısmarladım inan çok karmaşık duygular içindeyim

seni düşünürken sevdiceğim bir seher vakti, karnıma ağrılar girdi mahvoldum tiksindim hayattan ama inan senin yüzünden değil, gün boyunca içtiğim 3 lt koladandı, 2 paket sigaradandı (slow gibi, değil gibi)

'buhranlı bir sonbahar akşamı uçarak döner tekme attım nazlı yarime.'

onca soğuğa rağmen memleketlerini terketmeyen eskimolar en harbi delikanlıdır nazarımda.(slow)

sevdiceğim uğruna vurularak ölmeye razıyım fakat kurşunlar ıska geçse daha iyi olur hey olur can olur gittiğin gün kederimden ançuez sürdüm böğrüme

cesurca yaladım leoparı



adi hırsızlar telekartımın şifresini çalmışlar.gün telekart şifresi değiştirme günüdür, gadanalım günüdür.

pembe de olsa güvenilmez panterlere

kendi kendine erotik dans yaparken yakalayınca amcamı, aileden dışladık usulca

daha romantik olsun diye, üç ay ek süre verdim sevdiceğime seher vakti kurşun sıktım görümceme

lama gelse tükürse yüzüme hayvan mayvan demem basarım tokadı

bir panelde tavır koymuslar gul yuzlu sevdicegime

günün birinde nobel ödülünü bana verirlerse hemen almam biraz trip yaparım.

3 ay boyunca psikolojik baskı yaptım halamın ogluna

ispanya kıraliyet ailesinin cok hakkı vardır üzerimde arkalarından laf ettirmem...
atariylan oynarkana coysitik gulaama gacti.

cok param olsa entegre dana tesisi kurarim loy loy

uzaylılar gelse delikanlıca davransa ben de delikanlıca davranırım,ama yaparsa elkol hareketi,öyle uzaylıymış,bilimmiş tekörnekmiş tanımam,sokarım bıçağı.

atadan dededen oyle gorduk kim ki real madrid'e laf soyler o bizim dusmanimizdir. madrit madrit can madrit ortami real madrit

yarim dürümü hatalı saranda etler döküldü ziyan oldu bir sonbahar akşamı (slow)

esim ustume puma getirse hic aldirmam

ismine gıcığım; üste para verseler kırlent almam evime.


geceleyin gündüz tarifesi açmayan taksiciler sizedir sözüm, arada bir kıyak yapsaniz ne olur iki gözüm

baletlerin belli olur malı, hepsi yiğit delikanlıdır (arya)

amcaoğlunun düğününde halay çekerkene patlattım silahı yaraladım fadime gelini, pişmanım dostlar pişmanım düşmanlar (halay)

çüküm arkadaşlarınkinden küçük diye arkadaş muhabbetlerinde hiç sesimi çıkarmıyom, içime atıyom, bi gün patlarsam şaşarsın liselim.(metal)

klodya şafer bile gelse bana verse dünyada almam aldatmam sevdiceğimi, ama ahirette belki alırım belki de almam hiç belli olmaz benim işlerim (new age)

nazlı yar uyuyanda çatır çatır doyasıya yellendim gadanalım (slow)



dont muv yu sii king (hareket cekme kralını görürsün)

dediler "yarin gurbet elde yanlis almis kaslarini komik olmus sifati" guldum ictim sabaha kadar...

500 milyar verseler dovmem sevdicegimi

600 milyar verseler yine degismem

700 milyar dahi verseler dovemem vs.. ama sevdicegim 1 trilyon verseler agzini burnunu kirarim haberin olsun

hurriyet heykelindeki kari istiyormus gibi geldi bana.

birisi ok atıp beni vursa kızarım ama bi yandan da gülerim bu devirde ok nerden aklına geldi bu denyonun diye.
bugünkü bakış açım olsaydı, allem eder kallem eder ilk gençlik yıllarımdaki tartışmaların en az %75'ini kazanırdım. (slow)

dedim "oynama şu çakmakla, gazı bitiyo yazıktır" dinlemedin, oynadın, gazı bitti, kavga çıktı, bak ne oldu? ayrıldık, sona erdi o güzelim erotik ortamımız.

tom ve jerry'nin arasındaki yıllardır süregelen kavganın sırf biz gülelim eğlenelim diye uydurulmuş yapay bir gerilim olduğunu öğrendiğim an, ikisini de sildim defterden.

konfiçyüs her alanda nefis laflar bıraktı insanlığa. tamam, iyi güzel ama, bunların yanı sıra çoluğuna çocuğuna pekin'de bir kaç daire mançurya'da üç-beş arazi bıraksaydı güzel olmaz mıydı?

birisine adres sorarken dolu dolu yaşarım o anı.

erotik roman okurken dayanamadım yaladım sayfaları.(slow)

katıldığım nişan ve düğün törenlerinde yüzlerce kişi tebrik ettim bugüne değin. ama söz yılmak yok, dönmek yok bu davadan.

sakın bir olay olursa, basın gelirse, soru sorarsa, çelişkili demeç verme gül yanaklım.

yeterli sermaye bulsa su istasyonu açar şu deli gönül.

sevdiceğe çiçek alırken lagaluga yaptı çiçekçi, tarumar ettim dükkanı.(tekno)

zorla senet imzalattım gül yüzlü yarime

oy birey çağdaş birey, kriteri kopenhag birey!

loş ortamda nazli yari yalayayım derken yanlışlıkla komidini yalamısım. dağlar oyy oy oy...

drakulayla oyun olmaz, anlarsa deler adamı.

halay çekende yanlış bir hareket yaptığımda halay başının hoşgörüsüne sığınırım

sen dun gece melekler gibi uyurken ben mutfakta baldizi bafiliyordum sevdicegim

yoksa cefri sen mi geldin,tez mi geldin

burdaki cefri kankam kirmizi adam oluyo...

opers

Sunday, October 17, 2010

blog yorumu

kusum sana yalan mi soylediler, uzduler mi seni?

haci baglamisin yine romantige. nedir ya, kim cikariyo bunlari kim kim kim (yuzde iki ulvi'nin tonundan okuyun).

ya kardesim, diyorum bak dinle, bininci kez diycem, ask, sevgi, palavra, romantizm, evlilik, over rated. bu kadar. yok bunlar sacma sapan seyler, bizim insanlarda var sadece. bak hayvanlara hic romantizm yasiyolar mi? oh takir takir takiliyolar, hayat bu... simdi bi dalaylama (tebrik degil tevkifdir o) cikar, iste insanlari hayvanlardan ayiran hede hodo der, kesin der, gerzek cok ne de olsa...

oh olm ipimle kusagim, biramla sigaram. olay bu, eglen cos super efemle, uzemesin kimse seni...

beni sadece kalemin icindiler uzebilir, onlarin da kaleme girmeleri 10-15 sene aldigindan uzmezler, esittir: kimse beni uzmez. yani romantizm zart zurt anlaminda... kardesim akilli ol... operim. diger yazinda saglik problemi filan demisin de oyle aman aman bi sey olmasa gerek. detay bakamadim, h.sonu oldugu icin ulke yonetiyorum, mesgul bi insanim ben kardesim...

olm lan dikkat ettim de senin bloga yaptigim yorumlar, kendi bloguma yazdigim yazilardan cok daha iyi oluyo. yani bi nevi belecsilik, tanju gibi, ortalayosun sen, konu da romantizm irt zirt, ben de golu atiyorum, kendimce yani... bu yazimi kopi peyst yapiyim kendi bloguma! sevdim lan ben bu isi, 1 yaziyla 2 blog...

hadi kacars. opers.

zacs nords

Tuesday, September 28, 2010

dizihd.com

valla seviyorum bu siteyi. on numara site.

bak neleri seyrediyorum:

ezel
yahsi cazibe
genis aile
kurtlar vadisi pusu
kilic gunu

arada sikildikca da kafama gore oyle diziler seyrediyorum. hayatim roman blogger aga. haa bu kilic gunu cok iyi bu arada. lumpenle lordun kavgasi (aynen bu laflar ediliyor ki taniyanlar bilir lumpen ve lord en sevdigim laflardir, haa bi de abeci var, ama onu daha kullanan olmadi dizide) seyret on numara diyorum. musa'yla firavun da diyolar...

daha 2. bolumde, yakalarsin. savas kiziltan var (dizideki adi, gercek adini bilmiyorum, sikmisim de zaten. benim de dizideki adim zac nord zaten, cok guzel ama dokunakli, adim zac, kolay akilda kalan, amerikan vari, soyadim nord, hafif bi fransizlik var, sanki aslinda north'mus da nord olmus gibi, paris'de gar du nord vardir, kuzey gari, cikista bi suru oropular vardir jartiyerli filan. on yedi yasimda onlari gorunce hastasi oldum, fetis sahibi ettiler beni yellozlar), on numara oynuyo, super herif, kendimden bi parca buluyorum valla adamda. vericem o derece seviyorum. iste seyredin, acayip rol kesiyo gotoglu got... bi de kaderini benzetiyorum kendi kaderime, cok tatli on numara bi kiz arkadasi varmis, o da oyuncu, ama onun da ismini bilmiyorum, kiz oluvermis kanserden. sektirmis gitmis yani (sektirmis, siktirmemis), benim sismancanim da gitti, ben de dagildim ondan sonra, toparlayamiyorum. savas kiziltan da toparlayamiyo sanki oyle bi hali var... on numara yani, seyret, adam super rol kesiyo... ha ben de super rol yaparim, boyle agzin acik bakarsin gotunle cereyan yapar.

ne diyodum blogger aga, hayatim roman, canim annem bitanem sismanim da cok severdi dizileri, en sevdigi sey de film dizi vs konusu anlatmakti. "anlatiyim mi, anlatiyim mi, lutfen anlatiyim" diye simarirdi. cok zaman anlatma derdim, ya daha onemli bi isim olurdu (daha evel soyledigim gibi hafta sonlari cumhurbaskanligi gorevini yurutuyorum, apo gul de gelip burda dizi filan seyrediyo, aleme kayiyo), ya da sikilirdim, "off simdi uzaticak da uzaticak" diye... ya iste gordun blogger aga, boyle got olursun. uzaticakti da ne olucakti, gonlunu alicaktin, got! adam diilsin, ama bunun farkinda diilsin. yani gulhane parkindasin ama ne sen bunun farkindasin ne de polis farkinda...

neyse psikopata baglamak, sonrasinda aglamak yok bu aksam. bi mastir, sonra yatarim.

bak dizihd.com konusu, sitenin sahibi (agasi) da KotuadaM. hayatta iyi adamlar var (kizlara gidiyolar hatta sarkisi bile var), ama kotu adamlara da ihtiyacimiz var aga. adam yemiyor icmiyor, siteye guzel guzel dizileri koyuyor. ne guzel reklamsiz vs.siz seyrediyoruz anasini satiyim. ne guzel istanbul!

hemen link'i de atiyim tamam olsun: http://www.dizihd.com/the-whole-truth-1-sezon-1-bolum-izle-hd/comment-page-1#comment-15765

boyle yazistik azicik. ben guldum, siz de gulersiniz belki.

biralar bitmek uzere. ben daha bitmedim. yikilmadim ayaktayim, dertlerimle basbasayim...

yok lan ayakta diilim, oturdum yaziyorum oh keka...

hadi lan dagilin, adami hasta etmeyin. tamam bitti, siktirin gidin, keserim topunuzu allaama.

Thursday, September 23, 2010

yatmadan evel sut ic


yatmadan evel yaziyim dedim. son sigara esliginde. yok cay yok. aksam carpiti yapeyyo evlaaadim.

acayip bunaldim, nedenini bilmiyorum. hic kimseye, hic bir seye ve de daha onemlisi hic bir agenda'ya bagli olmadigimdan, mesela tatile mi ihtiyacim var, ya da ne biliyim bunaldim mi ya da bunalimda miyim, bilemiyorum...

normalde yanindaki insanlar derler, abi bunalimdasin sen, yok tatile ihtiyacin var, yok bak rusa gidelim, on numara ruslar gelmis, beraber duj filan... ama yanimda kimse olmadiginda bunlari soyleyecek, daha dogrusu hic kimse olmadigindan, yani bunlari soylemeyi birak, iki ekmek bi hurriyet diyicek biri bile yok oldugundan, bunalimda miyim, kendimi mi kandiriyorum (simartiyo muyum? ki yaparim cok cok) ya da ne biliyim ooole geldi, bi kac gune gider bi ruh halinde miyim bilemiyorum...

sadece sunu biliyorum, karsimdaki insanlara acayip bagirma ihtiyaci duyuyorum. boyle ana avrat gidiyim filan, benim hakli oldugumu anlasinlar, bana hak versinler, herif dolmus abi hakli vs. vs. desinler istiyorum...

yani yegen, hakli oldugum ispat etmek istiyorum, neye karsi oldugunu bilemesem de, ve de en onemlisi, kendi hakliligimdan kesinlikle emin olmasam da...

yegen, yumurta mi tavuktan cikar, tavuk mu yimirtadan? yimirtaya koyiyim, sana bi sey olmasin. gote giren semsiye acilmaz ama cok zorlarsan acilir....

operslers en blogger koselerinden abisi...

Wednesday, September 22, 2010

Tuesday, September 21, 2010

control freakness ve karar verememe


hep yalnizim, hep yalniz. yalniz, yalniz insanlarin tersine, bu benim kendi secimim. yalniz olmayi seciyorum. daha dogrusu biriyle olmayi (burada ask mesk anlaminda anlsilmasin, her anlamda, yemek yerken, giderken gelirken vs vs...) secmiyorum. secemiyorum, cunku neden:


1. secemiyorum: cok zor bi sey secmek. en kotu secim secmemekten iyidir filan derler ya, dogru. ben en kotuyu yapiyorum. secmiyorum, secemiyorum. ya kardesim, misal yemek yiycem, evde mi yiyim, disarda mi? evde yiyim, sisman ve de tembel oldugumdan, iyi ne yiyim, simdi mi yiyim, 1 saat sonra mi? yemek de normal yemek ha, oyle ahim sahim bi sey degil. mesela pazar aksami yemegi. stresli yemek, uyumaya gidip gitmemek arasi, pazartesi stresli yemek!



2. control freakness: yillar evel bodrum'dayken oraya gazete gelmiyodu, ben de o zamanlar cunhurbaskanligi gorevini yuruttugumden oturu (bkz turkiye'nin 5. cumhurbaskani zac nordoglu) sanki istanbul'da bi seyler oluyor, ve ben onlari kaciriyorum diye gun boyu hayiflanir dururdum. sanki ben orda dunyayi kurtariyorum (bkz dunyanin hep buyuk sehirlerden i.e. ny, tokyo, london, vs kurtarilmasi sorunsali, kardesim bi gun de kutahya'dan kurtarin dunyayi, yok illa ny olucak! gotler sizi) ama bodrum'da oldugumdan kurtaramiycam gibi geliyodu... iste bu control freakness abi. her seyi, herkesi kontrol altina alma istegi... gecen kardesim kirmizi insan evladiyla bkk'da mbk plaza'ya gittik, o insan evladi oldugundan rahat rahat ortama ayak uydurdu, oyle geziniyo ortamda, bense iskillendim, gilligis oldum (yok ikisini de olmadim, sadece iskillenmek ve gilligis olmak laflarini yazmak hosuma gittiginden yazdim, gilligis nedir yaa), yani boyle rahatsiz oldum, sanki bi yerlerde bi indirim varmis, bi seyler cok ucuzmus ve o cok ucuz seyler benim ya da girmizi'nin isine yariycakmis, ve almazsak aciip uzulucekmisiz gibi, tedirgin oldum. adam bi sey begeniyo, ihtiyaci da var, veya ne biliyim biri ismarlamis, bana bunu al parasi neyse vericem demis. yani para girmizi'nin, hatta onun bile diil, baskasinin! yani icabinda ben bunu aldim 10 yuz bin dolarese diyebilir, o baskasi da derebeyi oldugundan rahat rahat o parayi verebilir. yok kardesim, derebeyinin vericegin 100 baht (3 dolar ha) bana batiyo!! basliyorum saticiyi kotuleme, girmizi'nin basinin etini yemeye, yok bu adami benim gozum tutmadi (evlenicem tutarsa cunku), yok bu herif sahtekar, bak bu hic indirim yapmiyo. su ilerde az ilerde cok ucuzcu bi yer var (bu arada herkes TAMAMEN ayni seyi satiyo ve asagi yukari (max 5%) az veya fazlasina halbuki!) vs vs diyerek adami uzaklastiriyorum ordan baska yere yonlendiriyorum. iste bu control freakness mi ney. heralde odur yani...

bu aksam isten ciktim, benle gorusmek isteyen biri var, bi kere gorustuk sevistik filan, ama ben sevmedim. neyse habire goruselim diyo (kendimi ovuyorum evet) neyse ben istemiyorum, ama ote yandan digerleri var, onlarla da gorusmek istemiyorum. kimseyle gorusmek istemiyorum, sonra yalniz kaldim diye agliyorum (harbiden de demin agladim, ne alaka) ama kimseyle gorusmezken evin ordaki hawker place'de (iste yemek yeniliyo, cok merak ediyosaniz google'yain singapore hawker place. siktiriboktan yerler, normalde yuzune bakmazsin da evde yemek yapmaya usenmek vs. yalniz kalmaz sorunsali) prawn'li noodle'i chopstick ve kasikla (kasik ya!!) yemeye calisirken (karidesler de bildigin killilar yani, kafalari filan var ustlerinde! kasikla nasi koparicaksin onlari!) 1250 insana ayni anda sms di maildi yahoo messenger, msn messenger, what's app mmessenger ve blackberry messenger'dan mesaj atiyorum. evet hepsi blackberry'de yuklu, hepsi online 24 saat (bkz yukaridaki kisim control freakness).

neyse ya, ne yazsam olmuyo, icimdeki zehri bosaltamiyorum... beni bu h.sonu bkk paklar. ama girmizi yok, koco yok (bkz kanki) ne sikime gidiceksem. yok yani giderim, acayip giderim hem de. kizin teki beni formula 1'a gotur diyo. bizim patrona sordum 150 dolara en ucuz bileti aldim dedi. 2 kisi 300 eder. yemekti icmekti 500'e cikariz. e kardesim bkk'ya ucak 300, otel iki gece 150 de hadi, seni mi kiricam. yemek icmek, sonra insan sevmek filan 600-700 de. birinde gerzek singapur'da kalicam, birinde en azindan gecici mutluluklar dat kom olucak...

ya sikmisim ben bu dunyayi yaa... valla blogger, ben boyle diildim, on numara adamdim, ama 2010 belimi buktu, canimi emdi, bitirdi, skip atti beni. fast forward olsa dakka dusunmem sararim. ya da ne biliyim baska kanali yok mu bu dunyanin ya (ne bicim muessese kardesim!)...

babam bi keresinde cok guluyorsun demisti, yani insanlarla karsilastigimda yuzumu cok gulec yapiyorum. hakli, kimi gorsem agzim kulaklarimda. ya sirkette 1300 yasinda cayci kadincagiz var, en cok beni seviyo heralde. her gordugumde kankimi gormusum gibi guluyorum. boyle bedavadan gulucukler dagitiyorum. gulmek bedava nasi olsa anasini satiyim (aslinda amina koyiim diyicektim vazgectim ayip olur diye) ee boyle pismis kelle gibi gulersen, herkes diyo ki, ooo zac'in saati toshack'ina denk (bkz cevat abi ve saat sorunsali). kimse bilmiyo ki ben disi gulen ici aglayan bi palyancoyum... palyanco valla, kendimi devamli aklima getirdigimde boyle kafasinda kirmizi ibibik, uzerinde puantiyeli kiyafet (beyaz uzerine kirmizi) ayakta gerizekali yesil patikler filan, aynen o palyanco geliyo aklima.

ya kardesim huznu bile layikiyla yasayamiyorum. demin agliyodum, simdi guluyorum. ne sikim bi hayat lan bu?

hadi nas, dagilin lan... akilli olun iki dakka!

Sunday, September 5, 2010

keydir gecesi ve buz sorunsali


aga kadir gecesiymis bugun. herkese kutlu olsun valla. keydir gecesi dualarin hepsi tutarmis. gidin boy abdesti filan alin, 3 kuluvallah 1 elhem, oh tertemiz yat yatagina... duani et, amin...

yatagin da nevresimleri degismemis anasini satiyim. kadina soylemistim degistir diye halbuki. e kardesim bi de buzdolabinin dugmesini kapatip (= fisini cekip!) gitmis salak kari ya!! dunden beri dolapdaki her sey mundar olmus! her seyden kasit bi bok yoktu da, bi ketcap bi mayo, 10 tane filan yimirta (zaten onlarin da suresi gecip gemedigine emin degildim), bi suru kup buz. ee kardesim, gelmisim yoldan yorgunum, bi yorgunluk viskisi koyucam kendime, buz yok! tam ariyim su salagi azarliyim filan diyodum, sonra vazgectim, cok iyi kadincagiz, aa o aradi. kapi kartini bulabildin mi diyo. buldum lan cok kolay bi yere koymussun, masanin uzerine! tabi bulucam.

neyse o arada yapistirdim lafi, kardesim dedim, buzdolabinin dugmesini kapatmissin (singapurlu olmayan cogunluga not: bu gerizekali ileriler her seye bi dugme yapmislar, bildigin elektrik dugmesi gibi, uzerinde de yaziyo, iste fan, yok oven, yok fridge diye, isguzar gotler ne olucak, bos is bunlarin hepsi. kim cikariyo bunlari km kim kim?), butun yemek memek mundar olmus. kadin cinli, ama singapurlu cinli degil, bildigin cinden gelme cinli, ingilizcesi zayif, once 1 dakka filan buzdolabinin (bkz. refrigerator) ne demek oldugunu anlatmaya calistim. neyse en sonunda anladi, ee dedim dugmeyi kapatmissin. ee ben cikarken her seyin dugmesini kapatirim dedi. iyi bok yersin dedim. kardesim buzdolabi, adi ustunde, dolap bu ve buz yapicak, sen kapatiyosun dugmesini ne oluyo, buz yapmayi kesiyo, duruyo islevi yani. ya gelmesem ben ertesi gunu, ne biliyim 2-3 gun sonra gelsem? o daha evel canim buzdolabinin yaptigi sevimli ve viski bardagima uyasicasi minik haylaz kupler su olsa, ortam suyla dolsa, butun dunya birlik olsa? boyle kalakaldi tabi, aa soli soli (bkz. asyalilarin r'leri soyleyememe sorunsali) veli soli veli soli diyip durdu. neyse dedigim gibi iyi kadin, bi sey diyemiyorum. zaten buzlarin da kenarlari gitmis, bi sorun yok, dolapta baska da bi bok yoktu dedigim gibi. kendinden agac olmaya calisan soganlar zaten cosmustu, yenmezdi. attim gitti onlari. yimirtalar duruyo, onlar konusunda dusuncelerim var...

kisacasi ey yimirtaya can veren rabbim, bugun keydir gunu. dualarimiz kabul olsun. amin.

operim blogcular hepinizi.

MVAB (mazeretim var agresifim ben)

Kirmizi adam ucakta yazmis, ben de ondan ozendim. Simdi ucakta laptopu actim yaziyorum. Biraz evel havalandik, istikamet Singapur’dan istikametlerimin %95’i gibi Bangkok, melekler sehri. LOS yani...

Zaten bu kodumun Singapur’undan sonra nereye gidersen git melekler sehri kalir anasini satiyim. Ne memleketmis ya, hayatimi karartti. Hayatimda su ana kadar basima gelen en kotu seyler ben burdayken geldi. Annem, ananem ben buradayken vefat ettiler, esimden burdayken ayrildim... daha bi sey yok cok sukur, yani insallah yoktur...

Neyse konumuza donelim, konu monu yok oyle sacmaliycam, kafama gore, blog benim diil mi kafama gore diledigimi yazarim anasini satiyim. Bi adam vardi, avustralyali, adam devlete sinirlenmis, kendi devletini kurmus, para filan bile bastirmis, dunyada da 200’den fazla vatandasi varmis. Ulan ne guzel is ya, ulkeye sinirlen kendine ulke kur! Olum yarin bi gun senin vatandaslar da sana bi sekilde sinirlenip kendi ulkelerini kurmaya kalkarlarsa? Iste veremedigin hizmetler, goturemedigin elektrik, yol-su vesaire yuzunden? Sicarsin o zaman buyuk... Neyse ben de iste o kendi ulkesini kuran eleman gibi kendi blogumu kurdum. Kurarken google’dan blogger yani, yardim, kardesim girmizi oglandan da ilham aldim. Sonuc olarak blog benim, istedigimi yazarim. Mesaj kaygim yok, skimde diil, mesajmis bokmus pusurmus. Tanimadigim insanlara ne mesaj vericem lan. O kadar ucuz mu, su soyle bu boyle, yok ask, mesk, atla gidelim, meydan oku, sindir gel filan... Ya kardesim biraz kendinize gelin ya, kimsenin skinde diilsiniz, kendi kendinize dogal masturbasyon iste. Sizin gibi 100’lerce salak oldugundan siz salak gibi gozukmuyosunuz! Yani mesela ben de o salaklardan biriyim. Aman zorrt... neyse hububat fiyatlarina donelim Cevat Abi. Evet...

Ya kardesim ne yazicaktim yazdirmiyosunuz. Iki dakka izin verin, hayatin anlamini bulmustum lan, kacti simdi elimden...

Layt bi yazi olsun, zaten dedigim gibi mesajli yazi bana ters. Okumam da. Ya kardesim sen kimsin bana mesaj veriyosun. Dinleyip “aa ne guzel yazmis/soylemis” mi dememi bekliyosun? Kimsin olum sen, sokrat misin oklid mi? Cozdun yani dunyayi? Got seni. Salaksin, ve salak oldugunun farkinda degilsin, iste en korkulacak tipler bunlararkadaslar. Herifin elinde cakmak var, benzine kosuyo ve farkinda degil. Iste aramizdaki fark bu, ben salak oldugumun farkindayim. Benzine kosarken birazdan son sigarami icmek uzere oldugumu biliyorum. Sense dalyaraksin. Hah lan tamam iste tam senin sifatin bu: dalyarak...

Kimseye yazmiyorum lan sakin uzerinize alinmayin, blog namina bi tek kardesim girmizi oglus’un blogunu okuyorum, o da super yaziyo, okuyunca onunla sohbet etmis gibi oluyorum, guluyorum filan. Herifde en azindan espri kabiliyeti var, sizde o da yok! Bi skime surucek akliniz yok hala ahkam kesmeler, yok soyledir boyledir, zart zort... yasin kac basin kac gerzek? Adam diilsin ve bundan haberin yok. Madam bile diilsin a.k. ahmet cakar senden daha fazla adam! Yok lan bu cok agir oldu, ahmet cakar kadar adamsin... bu da biraz agir oldu ama idare edin a.k...

Kafami sittiniz, bi konuya giremedim ya, yazinin basindan beri vak vak vak... yeter kardesim bu da kafa yaa... biraz akilli olun, kendinize ceki duzen verin kardesim. Ne bicim adamsiniz (bunu da 10. yazisim filan heralde). Efendi olun azicik. Kendini bilmek cok buyuk sophia’dir (bkz: sophia = erdem, latincede). Bi parca erdemli olum. Sapkayi onune koy, de ki: “ben salagim, benim gibi salak okuyucularim var, ne yapabilirim?” Bi psikiyatra filan gozukun ya da. 150-200 mio alir valla. Ben sizin gibi salagi bulsam 500 mio bi de kaseden pandik alirim allahima...

Neyse gidin tohtura deyin ki, ben salagim ve salaklik gecici midir toktur? O size en guzel receteyi verir...

Abi bu arada ucak da besik gibi ha, valla yusuf oldum. Kulakta yeni mp3, elde bilgitop (ya da lapsayar da olur) skerler, valla tirstim lan. Pilot, akilli ol olum... insan gibi kullan, insan tasiyosun sigir diil...

Bi konusturmadiniz lan siz de, neyse en sonunda asil konuya geciyorum: hububat fiyatlari! Kardesim nedir bu hububat fiyatlarinin durumu? Nedir? Kim cikariyo bunlari kim kim kim??

Haftaya: Flas: hububat fiyatlarini artiran ipneyi bulduk. Kafasini bostanci sahilyolunda gezdiricez.

Imza; Cevat Abi. Evet

Friday, August 20, 2010

sil gozunun yasini pazarlama

hayat cok mu guzel lan

sismancanim


canim, bitanem, bebegim, tombulum, melegim, askim...

bugun sen beni terkedeli 55 gun oldu tombulcanim. bugun beni oksuz, meleksiz birakali koskoca 55 gun oldu... bugun sana bir daha sarilamayacagim 55 gunu doldurdum... bugun beni hesapsiz, kitapsiz, kim ve ne olursam ya da olmazsam oliyim sevecek TEK insanin, cancanimin gidisinin 55. gunu... bugun 55 gun oldu, sana sarilamayali, kumgene oturamayali... bugun 55 gun oldu omzundaki gamzeye dokunamayali...

simdi artik beni bu dunyada kimse sevmeyecek, kimse senin gibi sarilmayacak koklamayacak, opmeyecek... bir daha bunlarin hicbirine sahip olamiycam. bir melek gibi uctun gittin kollarimda saramadan seni, seni opemeden...

biraktin gittin beni, cakallarin, kan emicilerin, haysiyetsiz alcaklarin, yalanci severlerin, orospu cocuklarinin arasina... biraktin gittin beni, bak bana ne diyorlar annem bak bana ne yaftalar yapistiriyorlar. bak, ben sensiz bir hicim, yokum...

canim benim, bitanem. bugun senin gidisinin 55. gunu, seni cok ozledim annem. cok ozluyorum. sana sarilmak istiyorum, senin sesini duymak istiyorum....

canim annem, bitanem, tombulcanim, cenazene deli kezban geldi, mavi bi sapka, mavi cirtlak ayakkabilari vardi. eve giderken dedim kendi kendime, gidince anneme de anlatiyim guleriz beraber diye. ama bi an sonra aklima geldi, o evde artik sen hic olmayacaksin... artik sadece ikimizin paylastigi hic bir sey olmiycak, birlikte son bi sigara icemiycez, senin sigarandan versene, o kisa daha az zararlidir diyecek kimse olmiycak, sikilip bunaldiginda nanik yapicak kimse olmiycak, kilit sesini duyunca ayaga kalkip gozlerinin ici gulerek, nerden ve ne sekilde ve kacta gelirsem geliyim beni bekleyecek kimsem olmayacak, hic bi yerde yanimda olmayacaksin, ne mutlu gunumde benimle sevinip gozlerinin ici gulecek, ne aci gunumde yanimda olup bana arka cikacaksin, elini soyle bi sallayip "amaaan bosver, sonunda olum mu var?" demeyeceksin anne...

annem bitanem, ne yaptin sen, niye gittin, niye beni birakip gittin? hani birakmiycaktin, hic birakmiycaktin beni... hani bu cakallara yem etmiycektin, hep yanimda olucaktin, hani torunlarini sevicektin anne? hani mutlu bi pazar gunu seni ziyarete gelince bana gulucektin... beni KIMsesiz biraktin annem, kim kaldi senden sonra, kim? soyle bana? ben sana kazik atmadim, sen bana attin. hep derdin seni ne kadar sevdigimi olunce anlayacaksin diye, annem, ben senin beni ne kadar sevdigini yasarken de anladim, benim icin nelere katlandigini, NElerden (senle benim aramda sonsuza kadar sir) vazgectigini... annem, cenazende vasiyetini yerine getiremedim, yapamadim yani. ama sen beni anlarsin, affedersin, yapilabilecek bir sey degildi. ama senin istedigini yaptim anne, ismail dedemin yaninda yatiyorsun, hep istedigin gibi sevgili babaciginin yaninda... sen gittiginde ben de dedim, ben de annemin yaninda yatarim diye, ama olmadi anne, daha sana aglayamadan ananemi senin yanina geldi. makbus'u pek sevmezdin, daha dogrusu severdin de baban kadar sevmezdin. artik ne yapalim, bi yaninda sevgili babacigin bi yaninda battulanim. ben nerde yaticam anne?

ceylanin eriyor anne, bitiyor... sen gidince cok kotu oldu burasi, hic cekilmiyor... kimse senin gibi degil anne, olmuyor.... olamiyor...

canim ANNEM! bitanem tombulcanim, seni COK ozledim... tahmin edebilirsin ne kadar ozledigimi, senin ben yokken beni ozledigin her gun kadar ozledim annem... Annem ozur dilerim, OZUR DILERIM, seni bensiz biraktim, sikimin keyfine baska yerlere gittim, yuvadan uctum. ta ki sen gidince anladim annem, yuvama donmem gerektigini, artik cok oldugunu artik yarardan cok zarar verdigini... ozur dilerim tombulcanim, sensiz o eve girmek cok zor... yatagin hala sen kokuyor biliyor musun? gecen gun yani senin 7'in oldugu gece uzandim orda biraz, agladim filan neyse... sen kokuyodun, dunyanin en guzel kokusu kokuyodu annem...

annem bitanem, tombulcanim, kimseyi sevemiycem ve kimse de beni sevemiycek sanirim... ben sana asik olarak olucem...

ceylan gozlun agliyor anne, gurbette yalniz dustu anne. once ankara, sonra sikago, sonra singapur, neden kaciyordum, neden kaciyorum hala, bilemiyorum... ama kactikca batiyorum, dibe dusuyorum, gel beni kurtar annem...

minicik sismanim benim, canim askim, seni ozluyorum. COK... istemiyorum gitmeni, gel yanimda dur... LUTFEN...

Sunday, August 15, 2010

banu alkan

bu kadin aslen yugoslavdir yegen, seviyorum napiyim, e napiyim seviyorum. ve yugoslav kizlari da badem gibi olur altan...

di mi cevat abi? evet

ya kardesim deli cevat on numara adam harbi diyorum, herif sikine saat takiyo lan! ahahaha! simdi kaydim dostum kirmizibebe'nin sayfasina yorum yaparken aklima geldi de yaziyim dedim.

adamin boyle hayali arkadaslari filan var, benjamin var, albirt var, aleksandir var filan. hayal dunyasi cok cetrefilli ama iyi insan. mesela kadina tecavuz eden gergadana tecavuz ederek kadini kurtarmasi filan taktire sayan. kelebekler osurmaz, osursa da duyulmaz benjamin, oyle degil mi sevgili kendim olan ben, super replikler...

iste geliyor (kopi peyst)

-benjamin cildiracagim.. deli olmadigimi kanitlamak icin ne yapmaliyim? illa gotume universite mi sokmam lazim.
+hayir cevat aabi, cetvel soksan yeter..
-ciddi misin, benjamin killandim yalniz, ibne falan olmayayim sonra
+yok cevat aabi standartlari var bu isin, 20cm sokman yeterli.
-cok sevindim benjamin derhal bir cetvel bulmaliyimdir kendime..
## hemen ilk gordugu evin kapisini calar, kapiya cikan bayana: ##
-ee merabaa, cetveliniz var miydi acaba gotume sokucam da..


spiker cevat:
"ağrı dağı'nda yaşarken beş parasız gittiği amerika'da burun kıllarından ördüğü kazak ve hırkaları satarak dolar milyarderi olan behlül vehlül hedefinin koltukaltı kıllarından öreceği halıların üzerine işemek olduğunu açıklarken kalp krizi geçirerek geberdi salak herif."


gokhan dabak 99'da recel diye bi aldum de cikarmisti leman produksiyon'dan filan, tirt oldu gitti ama kardesi asuman dabak'in dabak gibi dotu vardir, o da ayri...


neyse cok uzatmiyoruz lafi ve hububat fiyatlari'na donuyoruz.
di mi cevat abi?
-evet.

Wednesday, August 4, 2010

matrix'in pornosu geliyor anaciiim...


hacim matrix'in pornosu geliyomus lan. http://haber.gazetevatan.com/kizi-pornocu-oldu/320942/30/Dunya haha cok komedi. morpheus'un kizi irispi olmus, porno cekmis. sonra da onemli olan filmin tarzi degil, ben oyunculuga adim attim demis. super lan. haha.

yavrus, sen bi parca dikkat et o adimlara, bastigin yerelere filan aman diyim. sonra yarraklara yan basma... neyse morpheus abla da badem gibiymis bu arada... bu da filmin kapagi.

dunya ile ayni anda 2000 sinema da basliyomus, bizde de reks sinemasinda (seksle direkt ilinti yaptim yegen) gosterilicekmis. matrix uncut! hahaha...

Tuesday, August 3, 2010

Thursday, July 29, 2010

omrum yollarda geciyor yegen...

derman arardim derdime, derdim bana derman imis
buhran sorardim aslima, aslim bana buhran imis vay vay!

abi sabah kalkiyorum, dus aliyorum, tiras oluyorum banyoda (bugu yapmayan ayna var, ama bugu yapiyo, nasi yapiyo anlamiyorum, nerden yapiyo) sonra giyiniyorum, her gun yeni bi gomlek giyiniyorum. kulak pamuguyla kulaklarimi temizliyorum, 1 saga, 1 sola. pantolon seciyorum, hepsi birbirine benziyo artik pantalonlarimin, alisveris yapmam lazim, ama burdan 2 tane gomlek aldim iks larj, eve geldim, bi giydim super kahraman gibi oldum, o derece strec! neyse pantalonla da ibnelere benzerim (sisman ve killi ibneler, en kotuleri sanirim. insan ibne olucaksa soyle narin, ince ve kilsiz olmali. ben sisman ibnelere cok aciyorum, kel fodul tipler, kimler sevsin onlari?) pantalonlar aynilasti yani. giderek ayni stil ve tarza donmeye basladilar...

iste bu rutinlerimi yapip disari cikiyorum, kapiyi kapatiyorum, asansore binince terlemeye basliyorum, guya klima var, sikerler o klimayi, bi boka yaramiyo. neyse 1. kata indigimde ufacik bi alan var, orda kocaman bi klima calisiyo, o klimali alanda 1-2 saniye kadar 12 kati inerken asansorde attigim terleri sogutuyorum, disari cikiyorum, basliyorum yurumeye...

cok hizli yurursem 6 dakika, hafif yavastan alirsam 8 dakika, yolda sigara almaya cinli mp3 cafe (bildigin mp3 ya, sarki yani!) de durup sigara alirsam, kasadaki tukkan sahibinin kizinin yavasligina gore 12-13 dakkada metroya ulasiyorum. yolda giderken yanindan gectigim tukkana gore lastik, cop, kori (indian hesaabi) ve ter kokulari geliyo. gelip gecerken hemen herkes bana bakiyo, henuz daha yeni dus aldigim ve genelde de hizli yurudugum icin (ve dolayisiyla terlemeye henuz az basladigim icin, yani kendi ruzgarimdan oturu terlemeye firsat kalmiyo) parliyorum ortalikta. sabah cikis saatime gore yolun solunda kamyonetlerin arkasina binip ise gitmeyi bekleyen hindistanli irgatlar oluyo (tum kamyonetlerin arkasinda, hatta ne tum kamyoneti, tum araclarin arkasinda kac kisinin binebilecegini gosteren 3 pax 5 pax gibi yazilar var. allahin gerizekali singapurlulari insanlara da pax diyolar ya kil oluyorum!). hepsinin sirt cantalari var, butun sirt cantalari hemen hemen ayni. iclerine bi kac giyecek ve yemek koyuyolar. o cantalar nasi karismiyo ya da karissa da kimin sikinde anlamiyorum...

yol boyunca (ortalama 8 dakka diyin siz ona) bayaa dusunuyorum. ulan 2010 oldu dusunceleri kaydeden bi makina yapamadiniz amina koyiim. neler cikardi valla... neyse kendi kendime de konusuyorum giderken, onlari da kaydetmek lazim aslinda. saga sola kendimce turkce laf atiyorum. kufur ediyorum filan. baya zevkli oluyor. gunumun en iyi 3 sekiz dakkasindan biri diyebilirim...

metrodan indikten sonra ise kadar da bi 5 dakka yol var, ama orda ise gittigimden dolayi stresli oldugumdan cok dusunemiyorum, dolayisiyla da yazacak bi sey yok...

ise gidiyorum, calismaya calisiyorum, cikiyorum... annemi kaybettikten sonra konsantrasyonum cok dustu, hic bi seye konsantre olamiyorum 2-3 dakkadan cok. zaten normalde de oyle bi sorunum vardi, ama annemden sonra daha da fazlalasti...

cikar cikmaz bi sigara yakiyorum, acayip bunalmis ve disim agriyarak cikiyorum. bu dis agrimasi sanirim psikolojik, anlamadim gitti, canim sikkinken daha bi cok agriyor... neyse yine isten metroya kadarki kismi atliyorum, kayda deger bi sey yok cunku, acim ve ac acina sigara iciyorum. sigara bitmiyo, cunku hem yokus asagi yurudugumden hem de isten cikmis (=ozgurlesmis) oldugumdan, yani hayatin yokus asagisina dogru yurudugumden cabuk gidiyorum. sigara bitmiyor, tam metro girisinde oyalaniyorum. metro yolunda bi bar-restoran var, gece gec ciktigimdan dolayi orasi dolmus oluyo, bazen canli muzik oluyo. yolun oteki tarafindaki bankta oturup bedavadan o muzigi dinliyorum. disari sigara icmeye cikmis kiz varsa onlara bakiyorum (salak bar aslinda acik hava, ama nedense sigara icilmiyo). sigara bitiyo. metroya biniyorum, 2 durak ve 3 dakka suruyo. metrodan uzun yoldan cikiyorum. cunku metro icinde kaygan zemin var, kosele ayakkabilar (2 tane ayakkabim var biri siyah biri kahverengi) kayiyor. dolayisiyla metroda moon walk yerine disarda insan gibi yurumeyi tercih ediyorum. cikar cikmaz hemen sarki soylemeye basliyorum, bu 6 aydir boyle, tek defa sekmedi. once insanoglu yasamaktan elbet zevk almak ister, dusuncelerden kurtulup biraz zevk almak ister (soz: ali kocatepe muzik dogan canku http://www.youtube.com/watch?v=OAjKqPh6Lxk) sonra da ufuk bigay'dan tam tango havasindayim, bir baska donuyor  basim, elbet ask bulacak bizi, gullerle bitecek bugun'u soyluyorum (http://www.youtube.com/watch?v=pw_sQKYgpZ8). oyle eve variyorum.

tam evin kosesini dondugumde ter maksimum duzeye cikmis oluyo. eve kosarak gidip hemen yuzumu yikamak dus almak istiyorum. gomlek artik pamuk degil plastik, vucuduma yapisiyor, atletin ulasamadigi yerleri tere buluyor, ipislak oluyor her tarafim... hafif bi ruzgar eserse allaha sukur diyorum, allahim sana sukurler olsun diyorum...

eve variyorum, havasiz kalmis oluyor acayip, pic kertenkeleler girmesin diye her yeri kapiyorum giderken. hemen evi havalandiriyorum, ayakkabilarim ayagimdayken balkonu aciyorum, sonra donup mutfagi aciyorum. sonra calisma odasinin penceresi. sonra yatak odasi dusunun penceresi, yatak odasi balkon kapisi ve penceresi. her gun bu sirayla aciyorum. sonra soyunuyorum (ayakkabilarimi mutfaktan calisma odasina giderken cikardim, onu soylemeyi unuttum) kapi pencere acik sekilde dusa giriyorum. muthis bi rahatlama. dustan cikiyorum, yataga uzaniyorum bi sure terleme tekrar baslarayak tum kapi ve pencereleri kapatip klimalarin hepsini acip 23 derece ekonomige getiriyorum.

ve hayat boyle geciyor...

sufi

"başına ne gelirse gelsin, karamsarlığa kapılma. bütün kapılar kapansa bile,

sonunda o sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. sen şu anda

göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. şükret!

istediğini elde edince şükretmek kolaydır. sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir..."

hakiki sufi öyle biridir ki başkaları tarafından kınansa, ayıplansa, dedikodusu yapılsa hatta iftiraya uğrasa bile, o ağzını açıp da kimse hakkında tek kötü laf etmez.

sufi kusur görmez. kusur örter.

Thursday, June 17, 2010

yuksek topuklar, fully fashioned stockings ve genellemeler

















yegenler bu bolumumuzu de yuksek topuklara ayiralim. simdi calismam lazim siz resimlerle idare edin artik. bi ara firsat bulursam yazi da yazarim erotik pleymen tadinda.


hadi opers.